Eski bir Teksas şerifi olan ana karakterimiz, şimdilerde Meksika’da yaşamaktadır. Fakat huzurlu hayatı, ablası trajik ölümüyle sarsılır. Soturulacak yerenlerinin başını okşayan, halkın yanında olan, barışçıl bir gazeteci olan ablası, habercilik hayatı boyunca hiç kimseyi incitmeden işini yapmıştır. Fakat onun, Arizona’da belirsiz bir durum sonucunda vahşice öldürülmesi, eski şerifimizi derinden yaralar. önemli bir hüzün ve öfke içinde, ablası ölümünün peşine düşer. Aslında, bu basit bir intikam anlatısinden çok daha fazlasıdır. Bu sadece bir ağabeyin, ablası kaybına karşı verdiği savaşden ibaret değildir. Serinin bu bölümü, özellikle hukukun, adaletin ve kendi adaletimizi sağlama çabalarının sorgulandığı bir kitapdir. Arizona’ya doğru çıktığı bu zorlu yolculukta, eski şerifimiz kendini ve dünyayı sorgulamaya başlar. ablası ölümüne kimin, neden ve nasıl sebep olduğunu bulmaya çalışırken, kendi adaletini sağlama çabası içerisinde ahlaki çizgileri zorlar. Ancak en önemlisi, bir dönemlar kanunların adamı olan bu eski şerif, artık kanunların dışında, kendi adaletini bulmak zorunda kalır. Bu yapıt, bir yandan kanun ve adalet kavramlarına dikkat çekerken, diğer yandan da karakterlerin iç yolculuğunu ve yaşadıkları iç çatışmayı başarıyla tasvir ediyor. anlatınin merkezindeki eski şerifin oturulacak yerrensel adalet bulma operasyonuı ve bunun ahlaki çatışmalara yol açması son derece sarsıcı ve düşündürücü. movie, göz atyicilerini karakterlerin karmaşık duygusal dünyalarıyla baş başa bırakarak, herkesin kendine has bir adalet anlayışı olduğunu yadırgatıyor.